Yazar: Vladimir BARTOL
Sayfa: 510
Baskı yılı: 2012
Yayınevi: Koridor Yayıncılık
ISBN : 9786054188970
Alamut. Belki çoğu kişi için bir şey ifade
etmeyen bir kelime. Lakin uzun zamanlar insanların korkulu rüyası haline gelmiş
bir kale. Nam-ı diğer Kartal Yuvası.
Birçok kitaba konu olmuş, hatta şu anda dünyada en
çok oynanan oyunlardan biri olan Assassin's
Creed’e ilham olmuştur. Bu kitapla tanışma şeklim çok farklı oldu. Dinlediğim
bir rap parçasında geçen ‘’Hassan Sabbah Alamut’a hapis edildi.’’ sözünden
sonra bir merak uyandı ve araştırmaya başladım. Araştırdıkça ardı arkası
kesilmedi. Elimde bulunan ve okumadığım 10 kitabı alıp kitapçıya sattım. Ve tek
bir kitap için. ‘’Fedailerin Kalesi Alamut.’’ Bu kitabı değerli yapan 10 kitabı
satıp almam değildi tabi ki.
Velhasıl kelam kitabı Karşıyaka metroya bindiğimden
itibaren okumaya başladım. Baktım ki kafamı kaldıramıyorum. Okudukça okuyasım
geliyor. İşte o zaman kazandım kitap okuma alışkanlığımı. İşte o an anladım
yanlış bir şey yapmadığımı. Öteki kitapları da satmamam gerekirdi. .
Hasan Sabbah, medresede Ömer Hayyam ve o zamanlar henüz adı
tarihe geçmemiş, geleceğin büyük veziri Nizam-ül Mülk ile tanışır. Bu medresede, zamanla kaynaşıp dost
olan bu üç kişi kendi aralarında, ilerde iyi bir mevkiye gelen ilk kişinin
diğerlerine de yardım edeceğine dair yemin ederler. Uzun zaman sonra Nizam-ül
Mülk vezir Ömer Hayyam da ünlü bir matemetikçi ve astronom olur. Nizam-ül Mülk,
Hasan Sabbah’ın sarayda bir göreve gelmesini sağlar ancak zamanla kıvrak zekâsıyla
sivrilen Hasan Sabbah, Nizam-ül Mülk’ün yerini tehdit etmeye başladığı için onu
saraydan uzaklaştırır. Hasan Sabbah bir müddet Nizam-ül Mülk’ten kaçtıktan
sonra Ömer Hayyam’ın yanına gider ve onun zevk-ü sefa içinde yaşadığı hayatı
görür. Bu esnada, bir gün tartışırlarken, Hasan Sabbah’ın aklına hayatını
değiştirecek bir plan gelir ve Rey şehrine geri döner. Cebinde epey bir
birikmiş altını vardır. Bu şehirde Alamut adında zaptı imkânsız denecek kadar
zor bir kale vardır ve bu kalenin kumandanı zevke dalmış sarhoş birisidir.
Hasan Sabbah bir gün, kendini bir dai gibi tanıtarak kaleye girer ve bir
hileyle kaleyi ele geçirir. Burada, kendisini İsmaililer’in bekledikleri
peygamber ilan eder ve bu sıfatla birçok yandaş toplayarak, aralarından seçtiği
bazı gençleri fedai olarak yetiştirir. Bu kalenin arkasında, eskiden orada
yaşayan Deylem krallarının yaptırdığı birbirinden güzel bahçeler vardır. Hasan
Sabbah bu bahçeleri daha da güzelleştirerek tam bir cennet havasına sokar.
Müritlerine vermiş olduğu haşhaş ve
uyuşturuculardan dolayı beyinlerini yıkaması kolay olmuştur. Bu da onun tek bir
emriyle müritlerin kendilerini öldürmelerinin kanıtıdır. En uzak diyarlarda ki
hükümdarların bile korkulu rüyası olmuş kendisine düşman olanları gözünü
kırpmadan öldürtmüştür. Bu durumda insanlar içinde kargaşa ortamı yaratmış
korku ile yaşamalarına neden olmuştur. Önemli noktalardan biri ise fedailerin
kaleye geri dönmesi yasaktır. İnanışa göre görevini yerine getirip hayatta
kalan fedai cennete gidemezdi.
Kitabı elinize aldığınız zaman zor
bırakacaksınız. Karakterlerin yanında olayları birebir yaşayabilirsiniz. Vladimir
Bartol herkesin anlayabileceği bir üslup kullanmıştır. Çok derine inmeden bir
değerlendirme yapmaya çalıştım. Kitabı alıp okumanızı şiddetle tavsiye
ediyorum. Şundan emin olun ki pişman olmayacaksınız.
Yorum Gönder Blogger Facebook
Click to see the code!
To insert emoticon you must added at least one space before the code.