25.Kare
ve Subliminal Mesajlar
Subliminal mesaj diğer
adıyla bilinçaltı mesajlar bir objenin içinde gizli işaretler ve mesajlardır.
Bu mesajlar insanların bilinçaltını etkilemeye yöneliktir. İnsan bilinçli
dikkati ile bu mesajları fark edemez. Bu mesajların tek bir hedefleri var.
“BİLİNÇALTI’’
Subliminal teknikler daha
çok reklamcılık ve propaganda alanında kullanılmaktadır. Özelikle sinema
sektöründe karakterlerin giyinişleri, kullandıkları aksesuarlar, yemek yedikleri mekanlar bu Subliminal mesajlara
örnek verilebilir.
Bilinçaltı teknikler
ürünlerin pazarlanması ve markaların oluşumunda, toplumdaki insanların farklı
düşünmesine, alışkanlıklara ve fikirlere yön verebilecek sistemli ve planlı bir
uygulamadır. Reklamcılık alanında rakiplerin ürünlerini ve rakip firmaları kötü
göstermek istendiğinde bu yönteme başvurulur. Kötü bir sahnede veya nesnede bu
rakibiyle ilgili ayrıntıları kullanarak insanların bilinçaltlarına o markanın
kötü olduğuna dair bir mesaj gönderiyor. Ben çok dikkatliyim, bu tür mesajlara
karşı çok bilinçliyim diyen insanlar bile bu mesajları ilk görüşte
çözememektedir. Bu durum insanların her zaman yönlendirilmeye hazır bir şekilde
olduğunu göstermektedir. Bu tür reklamlara karşı savunmasız bırakılıyoruz.
1964’te İngiltere, 1974’te
ABD olmak üzere dünyadaki 55 ülke insanalrını bu tekniklere karşı korumaya
almıştır. Ülkemizde ise TBMM tarafından 15 Şubat 2011 tarihinde 6112 Sayılı
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 9. Maddesinin
2. Fıkrası gereği “Ticari iletişimde bilinçaltı teknikleri kullanılmaz.’’ Maddesi
kabul edilmiştir.
Bilinçaltı
mesajların sık kullanıldığı alanlar;
*Dijital ses dosyaları gizli işitsel yollar.
*Gözle algılanamayacak kadar kadar kısa süreyle sinema
ve televizyon görüntüsü yoluyla bilinçaltına itilen 25.kareler.
*Reklam afişleri, logoları ve benzeri görsellerin
içinde saklı şekil, kelime ve rakamlar.
Dijital ses dosyalarında
nasıl oluyor diyorsanız gizlenen sesler, mesajlar vardır. Üzerinde oynamalar ve
işlemler yapılması daha kolaydır bu ses dosyalarında. Gizli mesajlar için en
uygun ortamlardır. İnsan kulağının duyduğu belli frekanslarda aralıklarda
sesler vardır. Beynimizin algısı ise bundan daha düşük frekansları algılayabilecek
kapasitededir. Özet geçecek olursak kulağımız belli frekans aralığındaki sesler
DUYAR, beynimiz ise bu aralığın çok daha ötesindeki sesleri ALGILAR. 8-12 hertz dalga boyundaki subliminal
mesaj içeren bir MP3′ü kulağınızla dinlersiniz, ancak içindeki gizli mesajı
beyniniz dinler.
Subliminal mesajlar çizgi filmlere de yansımış durumda. Çizgi filmlerde
pornografik resimler, şiddet unsuru barındıran görüntüler masum sandığımız
çizgi filmlerin ne kadar tehlikeli olduğunu gözler önüne seriyor. Çocuk
televizyonda gördüğü sevdiği çizgi film karakterlerini severek taklit ediyor ve
ne yapıyorsa sorgulamadan kapıyor. O görüntüler ve karakter çocukların
bilinçaltına giriyor ve kişilikleri oluşurken bu etkenler önemli rol oynuyor.
25. Kareyi anlamak için Subliminal mesajlar
hakkında bir fikir sahibi olmamız gerekir. Peki, 25. Kare nedir?
Kişilerin bilinçaltlarına
Subliminal mesajların gönderilmesinin çok fazla yolu vardır. Bunlardan biride
25. Kare yöntemidir. Peki, nedir bu 25. Kare?
Televizyonda ya da
sinemada gördüğümüz bir anlık görüntü 655 satır ve çerçeve denilen 24 küçücük
kareden oluşur. Her 24 kare ise bir
ekran büyüklüğündeki kareyi oluşturur. Her 327.5 satırda bir de “control-track”
denilen aralık vardır. İşte bu aralıktaki görüntüler kesilip, aralarına başka
görüntüler atılarak 25. kare oluşturulur ve bu son kare olan 25inci kare
anlıktır. Yani görüntü saniyede 1/24 olacakken, bu 1/25’e çıkar. Kareler 25
olunca bir anda bir görüntü gelir ve anında kaybolur. Genellikle görünmez, daha
doğrusu görülür ama bilinçaltında kalır. İzlediğimiz görüntüler
aslında bu parçaların toplamından gözlerimize yansımaktadır. Biz bu eşit
parçalardan 24 tanesi görür ve kolaylıkla algılarız. 25. kareyi ise sessiz
sedasız beynimiz şuuraltına iter. Gözlerimiz bu ayrıntıyı seçemez bile. Ama
bilincimiz algılar ve önemser. Tabiri caizse uslu bir çocuk gibi yapılan bu
tembihleri uygular. Gözle görülemeyecek kadar kısa sürede patlayan flaşlar
şeklinde mesaj ekranda belirir ve biz anlamadan kaybolur.
25.
karenin temel mantığı da mesajı bilinç-altına göndermek olduğu için, artık
dünya sinema sanayisinde bu tekniği kullanmayan yok gibidir. Yani sizler
evlerinizde rahat koltuklarınıza oturup herhangi bir televizyon kanalındaki
herhangi bir dizi/ film ya da bir belgeseli seyrederken aynı zamanda 25.
karelerle bilinçaltınıza gönderilen mesajlara, telkinlere, saldırılara maruz
kalabiliyorsunuz. Göz bunları görmüyor ama saniyenin üç binde biri gibi bir
zaman aralığında bu görüntü bilinçaltına ulaşıyor. Bu gizli mesajlar sayesinde,
o reklâmı, diziyi, filmi ya da herhangi bir resmi hazırlayan kişi/ yapımcı/
yönetmen kendi hedefine, niyetine ve ideolojisine göre vermek istediği mesajı
25. karelerle bilinçaltına göndermiş oluyor.
25.KARE NE ZAMAN BULUNMUŞTUR?
Bilinçaltının
görüntü, ses ve resimleri kaydetme özelliği 1900’lü yıllardan beri
kullanılmaktadır. 1900’lü yıllarda Knight Dunlap adında Amerikalı psikoloji
profösörü bilinç gücüyle
algılanmayan “hissedilemez gölgeler” kullanarak aynı uzunluktaki 2 çizgiyi
seyircilerin farklı ölçülerde algılamasını sağlamıştı.
İşte buradan hareketle bilinç-altını hedef alarak mesaj
göndermeyi hedefleyen ve adına subliminal mesajlar denen bu tür reklamlar ilk
kez 1950’li yıllarda Amerika’da ortaya çıktı.
25.KARE İNSANLARI NASIL ETKİLER?
25.
Kare tekniğini kullanan insanlar bu işi açıkça ortaya koymaktadır. Filmler,
reklamlar ile her türlü mesajları insanlara veriyorlar. 25. Kareyi gizli
kullanmalarının nedeni ise gizli kullanıldığı zamanki kadar etkili olmaması.
İnsanlar bilinçli oldukları durumda gördüklerini ve duyduklarını reddeder.
İnsanın görmediği, duymadığı ve hissetmediği şeyleri belli frekans
aralıklarıyla ve 25. Kare tekniği ile verirseniz reddetme gibi bir imkanı
olmuyor.
25.
kare tekniği ilk olarak Amerikalı reklamcılar tarafından ortaya koyulmuştur. “Filmlerin
içine bu mesajları koysak ne olur?’’ diyerek 1957 yılında, James Vicary “Picnic’’
adlı filmde denemeye karar veriyorlar. Filmde her 5. Saniyede bir saniyenin 1/3000’ne
denk gelecek şekilde “Patlamış Mısır Ye’’ ve “Coca Cola İç’’ yazan kareler
yerleştiriliyor. İddialara göre, sinema salonunda film arasında ve sonrasında
kola ve mısır satışları artıyor.
DİZİLERDE UYGULANAN SANAL REKLAM UYGULAMALARI
Televizyon
karşısında hipnoz olmuşçasına televizyon izleyen milyonlarca insan bulunmaktadır.
Gerçek hayattan kopup tamamen başka dünyalar, ütopyalara dalıyorlar.
Televizyona da aptal kutusu denildiği içinde insanların bu aptallık kutusundan
kaptıkları tek şey aptallaşmadır. Tamamen etkisiz ve dirençsiz bir şekilde fark
edilmeden bilinçaltına bir sürü mesajı alıyor. Günümüzde özellikle diziler bu
görevi büyük bir şekilde üstlenmektedir. Dizilere başlamadan önce “BU DİZİDE
SANAL REKLAM UYGULAMALARI BULUNMAKTADIR.’’ Uyarısı bulunmaktadır. Sanal reklamı
tanımlayacak olursak; Sanal reklam; hukuken
kullanımı meşru görüntülerin, canlı veya banttan bilgisayar marifeti ile
manipülasyonu ve söz konusu görüntülerde yer alan muhtelif unsurları reklam
amacı ile hâlihazırda kullanılan veya ileride geliştirilecek teknolojiler
vasıtasıyla oyun sahası ve çevresi üzerine düşürülen tüm görüntüleridir.
Hiç beklemediğimiz bir anda dizinin içinde belirir bu reklamlar.
Reklamcılık
şeytanla el sıkışmaktır. Yani onunla ortak olmaktır. Çünkü bizden istenilen
kötü ürünü bile iyi bir şekilde lanse edip halka sunmak ve cebindeki 5 kuruş
parayı almak. Benimde bir reklamcı adayı olmamdan dolayı bu konular oldukça
dikkatimi çekmekte. Lakin insanların nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya
olduğunu bilmek daha korkutucu bir durum. Elimden geldiğince bilgilendirmeye
çalıştım. Umarım elinizden geldiğince bilinçli olursunuz.
Not: Bilinçaltı
mesajlara ilişkin örnek resimler
Yorum Gönder Blogger Facebook